top of page

Ey merhamet

Ey merhamet sen ne güzelsin. Ben seni tüm canlılara kıyamayışından bilirim. Bütün habislikleri yerle bir eden gücünden umutlanırım senin. Anlamaya kapı aralayan hoşgörün, tehlikeye adım atan cesaretin varlığına şükrettirir.  İyi ki varsın ve iyi ki yaşıyorsun yüreklerde…

Öfkenin, yargılamanın, yabancılaşmanın, ayrışmanın yoğun olarak yaşandığı şu günlerde yukarıdaki cümleleri yüreğime akıtan, tanıklık ettiğim bir olaydı. Akşam üzeri iş yeri servis aracıyla evime giderken, aniden durmamızla birlikte başımı kaldırdığımda sol çaprazımızda bir otomobilin durduğunu gördüm. Sonrasında ne olduğunu anlamaya çalışırken yolda ayakta durmaya gayret eden bir kedi yavrusu olduğunu fark ettim.  Büyük ihtimalle bir araç çarpmış fakat bunu hafif atlatmıştı. Korkudan titrediğini görebiliyordum.  İnmeye yeltenirken duran otomobilden genç bir adam çıkarak kediyi yoldan alıp, aracı kullanan kadının uzattığı bir mindere koydu. Servisteki mesai arkadaşlarımdan birinin yorumu  “ bu insanlar cennetlik “ şeklinde oldu.  Ardından,  duran trafik tekrar akmaya başladı.

Eve doğru yol alırken hem böyle güzel insanların varlığına tanıklık etmek hem de yavru kedinin kurtulduğunu düşünmek yüreğime şifa verdi. Şükür ki merhametli insanlar var bu dünyada. Bir insana yardım edenin niyetini zaman zaman sorgulayabilirsiniz fakat bir hayvana iyilik ile dokunmanın menfi olarak sorgulanabilir hiçbir yanı olamaz.  Onların tüm yaşam alanlarını istila eden biz insanlara karşı hala barışçıl olan bu canlıların da dünyada yaşamaya hakkı olduğunu  unutan bizler için merhamet duygumuz bir anlama çabası geliştirmemize yardımcı olabilir. Aynı zamanda  günlük yaşamın çatışmaları içerisinde katılaşan kalbimizi yumuşatacak  sıcak bir dokunuş, kararan düşüncelerimizden aydınlığa çıkış olabilir merhamet duymak ya da bu duyguya şahitlik etmek.  

Seyahatlerim esnasında şehirlerde yaşayan hayvanların ürkekliğinde, o şehirde yaşayan insanların davranışlarına dair ipuçları aramışımdır hep. Çünkü zalim  ve vandal toplumlarda ürkek, şefkatli ve nazik toplumlarda ise  cana yakındır hayvanlar.  

Yaşadığım toplumda hayvanlara ve yetişkinlerin özenine muhtaç insanlara karşı istenmeyen davranışlar sergilenmesine rağmen,  yaşanan olumsuzlukları  giderecek sevgi potansiyeline de sahip olduğumuza inanıyorum.

İyilik kötülükten daha güçlüdür ve kendine daha hızlı yol bulur. Benim tanıklık ettiğim bu küçük olay, yüreğimde iyilik olarak yerini buldu. Bu yazıyı okuyacak olan dostların da aynı şekilde yüreğine dukunacağını hissediyorum.

Üşüten bir mevsimi geride bırakıyoruz inşallah. Havalar ısınıyor ve bedenlerimiz gibi ruhlarımızın da sıcaklığa ihtiyacı var.  Zira son zamanlarda birbirimizi, hayatımıza sonradan eklemlenmiş şablonlarla algılar olduk.  Temel insani duygularımız yerine güdüsel tepkilerle bakmaya başladık birbirimize. Hepimiz aynı noktadan merhaba dedik hayata aslında. Tertemiz bir beden ve ruhla aldık ilk nefesimizi. Son nefesimizde de o ilk günün berraklığında gözlerimizi yummak, bulanmadan akmak için ey merhamet terk etme yüreklerimizi…

Please reload

bottom of page