Ateşin altında kocaman bir yürekle doğar savaşın çocukları
İki çakıl taşı ile açarlar dünyaya gözlerini
Analarının ağıtlarıdır ninnileri
Hiç tanımadıkları babalarının hasretidir suskun dillerinde
Onlar savaşın korkusuz melekleri
Ama kahraman olmak için henüz çok erken
Kuracak hayallerin, arkasından koşacağın topların
Havalandıracağın uçurtmaların
Yeni elbiselerinde uyanacağın bayram sabahların
Korkuyla sığınacağın kucakların olmalı sıcacık
Körpe gözlerinden çalınan masum bakışların
Boyundan büyük işlere kalkışmaların
Ölüm ile saklambaç oynayışların
Acı zindan hikayelerinde kendine yer arayışların
Küçük bedeninde devleşen baş kaldırışların
Bir sapan bir taş ile özgürlüğü haykırışların
Seni, çocukluk hazinenden mahrum eden dünyanın utancı olsun
Sen kefene sarılmış yaralı bedeninle git bu kirli dünyadan
Bir melek daha eksilsin şeytanların cehenneminden
Vebalini bırak git zalimlerin, dilsiz iblislerin üstüne
Atamadığın taşların ebabil kuşlarına emanet
Bağrı yanık anan baban yeni doğacaklar için dayanacak
Direnecek onurlarını yaşatacakları topraklarında
Umut tohumlarını ekip gelecekler bir gün cennetine
Ey Filistinli çocuk
Hiçbir savaş sonsuza dek sürmez
Bil bunu yavrucuğum
Gün gelip çocuklar sevinç çığlıkları attığında anavatanında
Sen ölüme çelme takmış yaşlı bedeninle
Yüzünde buruk bir tebessüm ile dalarken geçmişe anlayacaksın
Çocuklar ölmezmiş, ölen büyüklerin vicdanıymış meğerse
Savaşın meleklerine…