top of page

Ara Güler

Sanat, Fotoğraf ve İstanbul’a Dair

Fotoğraf ve fotoğrafçı...
Fotoğraf bir devrin yaşantısını diğer nesilleri görsel olarak kaydeden ve onu gelecek asırlara taşıyan bir şeydir. Bir icattır. Fotoğrafçı da en güzel ve gerçekçi tarihi yazandır. Görsel tarihçidir. Yazar sana Süleymaniye Camii’ni tarif ederse, hiçbir zaman benim çekeceğim bir fotoğraf kadar iyi anlatamaz. Onu gördüğün zaman anlarsın. Çünkü aksi halde herkes kafasında nasıl düşünmüşse onu yazar ve yansıtır. Görmek çok farklıdır. Fotoğraf makinası asla yalan söylemez.

 

Fotoğrafın çerçevesi....

Fotoğrafta bir çerçeve kendiliğinden vardır. Fotoğrafçının meslek ahlakı var ama fotoğraf çok gerçek bir şeydir. Görüntü donuktur, hakikat neyse çıkar fotoğrafta. Sanat hürriyetten doğuyor... 

 

Gelecekte fotoğraf...

Hiç şüphesiz ki fotoğraf çok önemli bir şeydir. Televizyonu açıyorsunuz bu da fotoğraftır. 50 sene sonra yahutta 150 sene sonra insanlar kitap mı okuyacak şiir mi okuyacak zannediyorsunuz. Zaten bütün sanatlar bitecek. İnsanlar bilimle uğraşacak. Sanat insanların ruhunda kalabilir. Ben eminim ki gelecek teknik ve monoton olacak. Bu televizyonlar şimdiden insanların beynini yıkıyor ve çürütüyor zaten. 

 

Fotoğrafın olmazsa olmazları...

Fotoğrafın bir estetik kaidesi olmalı. Fotoğraf gerçektir ama ruh derinliğini ve duygu katmak lazım. Dünyanın en iyi fotoğrafçılarından biri olarak İsmet İnönü, Winston Churchill, Indira Gandi, John Berger, Bertrand Russel, Bill Brandt, Alfred Hitchcock, Ansel Adams, Imogen Cunningham, Salvador Dali, Picasso gibi bir çok tarihi röportajı gerçekleştirmiş olmak... Ben farklıyım, ben gazeteci olarak çekiyorum. Fotoğrafçı olarak çekmiyorum. Fotoğrafçı olarak ünlü olmadım. Yani direk bir fotoğrafçı olarak düşünmüyorum. Biz fotoğrafı gazete için çekiyoruz. Ben en çok dışarda çalıştım. Hayat mecmuasında çalıştığım zaman Anadolu’da gitmediğim yer kalmadı. Güney Amerika hariç Dünya’da gitmediğim yer kalmadı. İnsan varolduğu için gazetecilik var. Etraftaki herşey insan olduğu için var. Sonuçta insan olunca anlamlı herşey. Ben bir foto muhabiriyim, fotorafçı değilim. Mesleğimin adını koyalım. Bunun farkını kimse anlamadı.

 

Fotoğrafta mesaj...

Tabiki fotoğraf mesajdır. Kaybolan İSTANBUL’u ben çekmemiş olsaydım yeni nesiller eski İstanbul’u nereden bileceklerdi. Geçmişten geleceğe bir mesaj. 1950’lilerin İstanbulu’nu çekmişim. Kaybolan şehri belgeliyorum. Yarım asır önceki İstanbul’u veriyorum. Niye başkası yapmamış. Demekki İstanbul’u benim kadar sevmiyor. Yaşanan değişimin mesajını veriyorum.

 

İstanbul...

İstanbul’u çok seviyorum. Ben İstanbulluyum. Fakat kaybolan bir şehir, bir İstanbul var. 

 

Yeni Nesil Fotoğrafçılar için....

İyi fotoğrafçı olabilmek için devamlılık çok önemli. İnsan bir şiir yazdı diye şair olmaz. Fotoğrafta böyle. Şimdi yaşanan kepazeliklere sanat diyorlar. Ucuz şeyler, haber değeri olmayan şeyler gazetelerin ilk sayfalarında yer alıyor. Şu devirde farkına varılmak çok önemli ve çok zor. Dünya başka şeyler yapıyor. Dünya’yı yakalayamayanlar sanatçı olamayacak. İnsanlar görürsün, hiçbir şey yapmadan sadece yürüyen. Halbuki ben buradan oraya kadar 20 şey görüyorum.Yeşilin kaç yeşil olduğunu bilmeyen adam var bu ülkede. Bakar anlamaz adam. Sen o ağaca baktığında güzel bir toprak parçasından ağaç çıkmış dersin. Ben bakarım ona yalnız kalmış ağaç derim. Bir mana veririm ona. Bunu yapmayan adamlar mezar taşından başka hiçbir şey olmamışlardır hayatlarında. Çocukken Milli Eğitim Bakanlığı’nın bütün klasiklerini okumuştum. Kitap okuyacaksın ve kültürlü olacaksın. Bir şeyin farkına varacaksın. Kültürlü olmayanın hayatta hiçbir şeyi olmaz. Bu ülkede Süleymaniye’yi gezmemiş mimarlar var. Algılama duygusu yoksa hiçbir şey öğretemezsin.

 

Avrupa ve sanat...

Avrupa’nın bütün sanatını toplasan bizim hat sanatının yarısı olmaz. İnsanlarımız Avrupa hayranı. Para oradadır. Fransa’ya gitsin milliyetçi olsun.Yok öyle şey. İngiltere’de oturma. Otur kendi memle-ketinde yaşamasını bil. Herkes bir yere gitsem diye bakıyor. 

Ara Güler’e bundan sonraki planlarını soruyorum. "Benim hayatım proje" diye özetliyor. Ve ekliyor "ben aslında fizikçi olmak isterdim.

 

Röportaj: E. Hilal Korucu - Hacer Adıgüzel

Please reload

bottom of page