top of page

Kadir Topbaş

Kültür mozaiğinde bir İstanbul masalıdır Beyoğlu

2650 yıllık bir yerleşim yeri, Beyoğlu. Farklı kültürlerin kendine yer edindiği İstanbul’un orta yeri. Bizans, Osmanlı, Ceneviz gibi birçok kültürün izlerinin bulunduğu turizm potansiyeli zengin bir bölge. Ve bu bölgenin Belediye Başkanı Kadir Topbaş.  Başkan Topbaş, konuşmanın bütününe sığdırdığı “Beyoğlu olmadan İstanbul’da turizm olmaz” görüşünü doğrulamak istercesine bir bir sıralıyor Beyoğlu’nun ayrıcalıklarını…

 

Beyoğlu dinler mozaiğini, sanat ve sinemayı, kültür faaliyetlerini dünya konsolosluklarının neredeyse tamamını bünyesinde barındırıyor.

‘’Turizm konaklamaları, Oteller açısından da yoğunluklu bir bölge. Geçmişi bu kadar eski olan bir yerleşim bölgesindeki yapı stoku kültürel miras, sokak dokuları herşeyiyle turistin dikkatini çekebilecek  güzellikleri olan bir yerleşim alanı… 45 mahallesi var ama her mahallenin kendine göre özellikleri var. Bir Galata, Pera bölgesi farklı ama bir Kasımpaşa da eski bir Osmanlı yerleşim alanı. Bu yönüyle gün yüzüne çıkarıldığı zaman çok daha fazla dikkat çekebilecek. Ayrıca deniz ulaşımıyla turizmin merkezi yine Beyoğlu. Çünkü Tophane’de rıhtım sebebiyle deniz yoluyla gelen turistlerin girişi de Beyoğlu’ndan olmakta… Bu yönüyle baktığınızda çok ciddi anlamda bir sirkülasyon yaşanmaktadır.”

Belki tarihi bir yarımada kadar olmasa da Beyoğlu’nun kendi boyutunda önemli bir yeri var diyen Topbaş, Galata Kulesi’nin bir anıt eser olarak turizme hizmet verdiğini belirtiyor. “Genelde İstanbul özelde ise Beyoğlu’nun zenginliklerinin turizmin hizmetine henüz yeterince açılmamış olmasından yakınan başkan Topbaş turizme gereken ilgi gösterilirse ticaretten elde edilen girdiden daha fazla girdi elde edilebileceğini söyledi. Turizm açısından hakettiğimiz yerde değiliz. Beyoğlu’nda terkedilmiş eski yapılar ağırlıklı durumda. Bunlar dönüşüm projeleriyle turizme kazandırılabilir” diyen Kadir Topbaş, “sadece Beyoğlu’ndaki çeşmeleri ayakta tutabilseydik sırf bu çeşmeler büyük bir turizm girdisi sağlayabilirdi” şeklinde konuştu.

Dünya’da İstanbul’u bilen herkes mutlaka Beyoğlu’nu da bilir iddiasında olan Başkan Topbaş, Beyoğlu gibi önemli, tarihi kimliği olan yerlerin yönetiminin özel bir statüye bağlanması gerektiğini söylerken, Kültür ve Turizm Bakanlıklarının, üniversitelerin, sivil toplum örgütleri ve sivil insiyatifin bu alanda mutlaka birlikte çalışması gerektiğinin altını çiziyor.

Kültür turizmi ile ilgili cazibe merkezi olarak bilinen Beyoğlu’ndaki tarihi Mevlevihaneler ve dergahların onarılıp tekrar ayağa kaldırılması gerektiği üzerinde de duran Topbaş bu konuda kendilerinin sınırlı yetkilere sahip olduklarını belirtiyor.

Şişhane’de ikinci Kapalıçarşı

Beyoğlu Belediye Başkanı, turizm adına 5 yıldızlı otel yapmak yerine sokak oralarında apartotel şeklinde düzenlenmiş kaliteli otellerden yana olduğunu dile getirirken “turiste sokakların tarihi ve doğal yapısını bozmadan en iyi hizmeti verebilmek önemli” dedi.

Başkan, Beyoğlu’nun dönüşüm projelerine ihtiyacı var derken, bu değişime yönelik olarak Galata ile Pera bölgesi için kendisinin de bir rapor hazırladığından bahsetti: “halen elektrik piyasasının ağırlıklı olarak satış yaptığı Şişhane böygesindeki sokaklarda apart oteller, cafeler, eski ve turistik eşyalar satan mağazalar bulunlayı” diyen Topbaş “ ülke menfaati için halk bir turizm kampanyası başlatmalı. Elektrik malzemesi her yerde satılabilir ama turizm her yerde olmaz. Burası ikinci bir Kapalıçarşı olmalı” dedi.

“Biz hiç gelecek hesabı yapmadık. Hep günü, bu günümüzü yaşadık, yarını hiç hesaplamadık  ve burda büyük bir ihanet yaptık. Bu güzellikleri bozuk, doğamızı mahvettik, boğazı bozduk”

 

İstanbul’u İstanbul yapan çok önemli 3 tane öğe var ki yeryüzünde başka hiçbir yerde yok diyen başkan bu öğeleri İstanbul Boğazı, Haliç ile Galata ve Pera olarak açıklıyor.

İstanbul’da çok ciddi, radikal düzenlemeler yapılmalı diyen Topbaş, dünya harikası bir kent olan İstanbul’un kötü yapılanmayla mahvedildiğini ve mevcut kültürel mirasi geleceğe taşımamakla bu kente ihanet edildiğini söyledi. Bu işi bilen bir mimar olarak görüp de yapamamanın hissedip de ortaya koyamamanın sıkıntısını yaşadığını bildiren Topbaş, imkanların ve yetkilerin kısıtlı olması elimizi kolumuzu bağlıyor. Buraksınlar bizi, heyecanımızı frenlemesinler ki, güzellikleri ortaya çıkaralım” dedi.

“ Biz hiç gelecek hesabı yapmadık, hep günü bugünümüzü yaşadık, yarını hiç hesaplamadık ve burda büyük bir ihanet yaptık, bu güzellikleri bozduk, doğamızı mahvettik, boğazı bozduk görüyorsunuz  yapıları. Bir dahaki nesillerin, gelecek nesillerin bizi nasıl eleştireceklerini tahmin edemiyorum. İstanbul düşünün! Bu kültürel bir mirastır, hepimizin, tüm insanlığın bunun geleceğe taşıması lazım.

Burası, Beyoğlu bir açık hava müzesidir. Yapılarıyla, ben bir mimar olarak bunu söylüyorum, yapı dokusuyla tarzıyla şunu da hatırlatayım her eski, tarihi eser değildir ama çok önemli.”

Please reload

bottom of page